Cemal Hicipoğlu Röportajı

Sayın Cemal Bey ile   Fatih ilçelerimiz deki  mahallelerimizin dünü bu günü ve yarını adlı röportaj dizimizin ilk görüşmesi için gittiğimizde bu konularla ilgili bir konuşma gerçekleştireceğimizi umut ediyorduk.

 

Küçük pazarda ki 280 inci yılını aşmış olan Hicipoğlu Şekerlemeleri yazıhane ve dükkanına vardığımızda tarih ten , geçmiş ten açılan konular sayesinde tatlı bir yolculuğa çıktık .+

 

Muhtarlık ve ticaret hayatını sürdürdüğü küçük pazarda doğup büyüyen aslen Kastamonu İnebolulu olan Cemal Bey Bir hizmet etme aşkı sevdası ile 23 yaşlarında kendisi gibi hizmet aşkıyla  yanan arkadaşlarıyla muhtarlık hizmetine tabii olduğunu ;   o gün bu gündür bu hizmetin üzerinde kaldığını tebessüm ederek sözlerine başladı.

 

Seksen beş  yaşında  ama bizleri bile güreşte devirecek acı kuvveti ve  atikliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olduğu  her halinden belli olan Cemal bey tarihi yarım adada canlı bir tarihi abide sanki.

Evli  2 çocuk sahibi  Cemal beyin kızı harita Mühendisi Oğlu ise  Mali Müşavirlik yapıyor. Kendisi gibi çocukları da doğma büyümeli buralı.

 

HABER GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ

 

Kendisinin asıl manevi doyuma ulaşmasını sağladığı ve nasip olduğu en hayırlı işin ise Kızılay Eminönü kurucusu olması ve burada gerçekleştirmiş olduğu sosyal yardım ve çalışmalar olduğunu belirtti. Tüm bu çalışmalara karşılık çok az sayıda verilen Kızılay altın madalyonu ise iş yerinin  mütevazi köşesini süslüyor. Kazanılan manevi hazzın karşısında böyle bir ödülle ödüllendirilmesininde kendisini ziyadesi ile şereflendirdiğini, Hayır ve güzel işler yapanlara böyle ödüller vererek hayır işlerinin   desteklenmesi gerektiğini söyledi.

 

Özellikle 23 Nisanda 800-1000 çocukları giydirdiklerini en az 500 er çocuğun  toplu sünnetlerini gerçekleştirdiklerini şuan ki belediyelerin toplu sünnet şölenlerinin ilk uygulayıcılarının ve bu geleneğinin öncülerinin  kendilerinin olduklarını ifade ettiler.

 

Mahallenin tarihinden  konu açtığımızda şu mahalle nin tarihinin İstanbul için Kaderler yazan bir mekan olduğunu öğrendik. Birzamanlar  8000-10000 olan nüfusun istanbulun iktisadi duru muna  yön veren bir merkez olduğunu tekrar hatırladık.

 

İstanbul’un  o zamanlar Türkiyenin de  diyebileceğimiz kuruyemiş, kuru gıda ve tahıl anbarının merkezi hemen burası idi. Cemal Bey in Rahmetli dedesi Türkiyenin değişik liman kentlerinden ve diğer ülkelerden getirdiği gıda maddelerinin toptan satışı yapılan ve fiyatları nın belirlenerek tekrar Türkiye ye dağıldığı merkez burası imiş.Bir nevi gıda borsası desek yalan olmaz her halde . Şimdilerde İtfayenin arkasında Kadınlar pazarı denen mekan yine buradaymış Kadınlar pazarının ilk kurulum yeri yani.

 

Migrosun ilk toptan ve satış yeri ,Balıkçılar hali , yani gıdanın ilk toplandığı fiyatlarının belirlendiği ve Türkiye ye dağıtımın ilk adresi .

En Büyük Kabadayıların ilk Mekanı :

 

İş yerlerinin merkezi Paranın Kalbi burası olurda o zamanın kabadayılarının 1. adresi burası olmayacakmı olacak elbet . Muhatarımız bir zamanların koca kabadayısı Osman Heybetlinin küçüklüğünün bu sokakalarda geçtiğini küçükken dükkanlarına gelip şeker aşırarak afiyetler yediği odönemlerin tüm olumsuzluklara göre insanların daha aktif hayatla iç içe çetin ama samimi yaşantıların olduğunu söyledi. Hasan heybetlinin küçüklükten beri ellerinde büyüdüğünü; Kürt İdris,Çilli Burhan,Arap Hüso, gibi dayıların mekanı burlardı dedi.

 

Devletinde kurumlarının ilk kuruluşlarının burada gerçekleştirğini bildirdi .İlk Zabıta binasın 5 sıra ötedeki bina olduğunu söylerken binanın şimdiki içler acısı halinden üzüntü duyduğunu da bildirdi. O zamanlar insanların  çalışmak için akın akın İstanbula gelerek bekar Hanların yattıkları o dönemin çokta uzak olmadığını ifade eden Sayın Muhtarımız o zamanların içinde yüzlerce kişiyi barındırdığı İstanbul Han’ın virane halinide göstererek Tarih’in sessiz sedasız kaybolmasından müteessir olduğunu bildirdi.

 

Muhtarımızla Ülkemizin en eski tarihli kuruluşlarından  Hicipoğlu Şekerleme ve kendi leri hakkında da konuştuk.

 

Dedelerinin babasının 4.Muradın helvacı başısı  helvacılar başı Hicipzade Hacı Mustafa Efendi olduğunu ve kendileri gibi bu soylu helva ve şekerleme geleneğini babadan oğula taşıdıklarını ve şekerleme kurumunu 1745 yılında kurarak kesintisiz bir hizmet sunduklarını ifade ettiler.

 

Soylarının Gazi ler ve yöneticiler yetiştiren bir soydan geldiğini belirterek babasına ait İstiklal madalyası vesikasını göstererek kendilerinin de bu soya layık bir aile olmaya çalıştıklarını bildirdiler.

 

Meşhur dizide Hürrem sultanın hamilliğine yetiştirilmek üzere meşhur şerbet şekerinin ve akide şekerinin  teminini tarihi imalat aşkıyla kendilerinin temin ettiklerinide belirterek köklü aile şirketlerinin Türkiyede geçmiş ile günmümzü bir birlerine yaklaştıran kurumlar olduğunu bildirdi.

 

Birazda muhtarlık ve Mahalleden Bahis:

 

O kadar yoğun tarih ten kendimizi kurtarıp günümüzdeki mahallemizden söze başladık.

8000-10000 lik mahalle nüfusu 25-50 civarında şu an kendisi en az 15 yıldır muhtarlık belgelerinden ücret almayan tek muhtar .

Mahalle nin 3 tarihii camii   var Kantarcı-ahiçelebi-timutaş camii .Birçok hanları var kimi metruk kimi  iş hayatına devam ediyor. En meşhurları arap han,ali paşa ve zindan han .

 

 

 Sn. Muhtarımız Eminönü  bilinçli şekilde nüfussuzlaştırıldı ve Fatih’te bundan nasibini alacak yönlü söylentiler içinse bilerek değil amma bir duyarsızlık olduğu belli. Avrupa fonlarından tarihi mekanlar için paralar geldiği biliniyor bunların nerede harcandığı ve kullanıldığı ise şüpheli dedi. Yıkılmakta olna hanlara kendileri bir şeyler yapmak istesede anıtlar kurulu ve yasalar gereği çivi çakmayı bırakın boya bile sürememekten şikayetçi.

 

Özellikle Çetinsaya  Bedrettin dalandan  bu zamana Eminönün de ki mülklerin açık ve gizli şekilde el değiştirilmesinin manidar olduğunun altını çizdi Nevzat Er zamanında kendilerini de mülklerine belediye tarafından geldiğini idda ettiği Hamit ve birkaç kişini tekliflerde bulunduğunu  ama araştırmaları sonucu böyle kişilerin tanınmadığını belirlediklerini belirtti.

 

Kısacası herkesin duyumsadığı ama kimseciklerin bir şeyler yapamadığı Eminönü adım adım

Birilerine yasal ve çevre yapısıyla teslime hazırlanıyor gibi.

 

Sayın Muhtarımızla Muhtarlık dahilin de gerçekleştirdikleri Kısıtlıda olsa gerçekleştirmeyi başardıkları parklar hakkında da konuştuk.

 

Metruk alanları kendi imkanları ile temizliyerek girişimlere başladığını   mahalle sakinlerinin  ve esnaflarında katkılarıyla en azından dinlenicek küçük yeşil alanlar yaratmayı başardıklarını dile getirdiler.

 

Parklardaki ağaç çiçek ve bitkilerini büyük kısmını kendilerini diğer belediye ve fidanlıklardan özel olarak getirerek diktirdiklerini ifade ettiler.Belediye Başkanının temizlik ve hizmetleri için minnettar oldukalarının altını çizen sn. Muhtarın turizm için çalışan iyi bir başkan olduğunu bildirdiler. Tüm Eminönünün ortak sorunu olan tinerci sorunun çözümü için en azından parkların gecede aydınlatılması gerektiği bildiren Muhtarımız Gelecek günleri mahalleleri ve Eminönü için umut dolu olduğunu bildirdi.

 

Yakın zamanda gerçekleşen Fatih Muhtarlar derneği seçimindeki çekişme içinse Dernek başkanlığı için tecrübelere sahip olunan bir geçmiş ve ufka sahip olunması gerektiğini bildirerek sohbetimize son verdik.

 

Son derece İstanbul beyefendisi yaşayan değerlerimizden Muhtarlarımıza bu hoş sohbet için teşekkür ediyoruz.